Ya Rusya Karabağ’dan çıkmazsa? « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Ya Rusya Karabağ’dan çıkmazsa?

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Furkan Kaya, Karabağ’da yaşanan gelişmeleri Türkiye ve dünya ekseninde değerlendirdi.


Web Banner

Ülkemiz ve elbette tüm dünyanın merakla takip ettiği ABD Başkanlık seçimlerini, resmi olmayan sonuçlara göre Demokratların adayı Joe Biden kazandı. Topal ördek Donald Trump henüz her şeyin bitmediğini, seçimde hile olduğunu iddia ediyor olsa da, dünya seçilmiş başkan Biden’ı çoktan tebrik etmeye başladı.

Dünya siyasetinde ABD başkanın kimliği ve uluslararası meselelere yaklaşımı büyük önem arz ediyor. Fakat Amerikan sisteminde başkanlara göre siyasetten çok, ABD siyasetine göre başkanların belirlendiği unutulmamalıdır. 20 Ocak 2021’de resmi olarak kim başkanlık koltuğuna oturursa otursun, özellikle Amerikan dış politikasında ciddi bir makas değişimi beklenmemeli ama icra noktasında çok daha farklı yöntemlerin uygulanacağı aşikar. Uluslararası siyasette çok daha sert bir ABD görülme ihtimali artıyor. Hazar Havası, ABD ve Rusya’nın yeni bilek güreşi sahası olacak.

AVRASYA’DA MAJÖR ÜLKE: TÜRKİYE

Şüphesiz Washington yönetimi için bunu gerekli kılan Türkiye’nin merkezi coğrafyası etrafında cereyan eden olayların, büyük bir hakimiyet mücadelesine dönüşmesidir. Doğu ile batının birleştiği kuzey ve güney yarım kürenin jeopolitik yarışında, düğümleri çözecek anahtar ülke konumunda olan Türkiye, Avrasyacı ve Atlantikçi politikalarda sadece coğrafi konumu değerlendirdiğinde bile en güçlü aktörlerden biri. Bu bağlamda ABD’nin yeni dış politikasında Türkiye’nin jeopolitik değeri artmaya devam edecek. Cevabı aranması gereken soru “Yeni ABD dış politikasında Türkiye’nin konumu nasıl şekillenecek?” değil, “Türkiye’nin yeni güç dengesi siyaseti için neler yapılmalı?” olmalıdır. Özellikle Hazar jeopolitiği, yeni bir Hazar diplomasisini gerekli kılıyor. Karabağ meselesi ise bu mücadelenin ağırlık merkezini oluşturuyor.

AZERBAYCAN ZAFERİ YAKINKEN RUSYA NEDEN ARAYA GİRDİ?

Karabağ, dağlık bölgesi ile beraber Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak milli meselesidir. Ermenistan’ın büyük katliamlarla işgal ettiği (Hocalı soykırımı) kadim Türk toprağı, 1992 yılından beri soruna çare bulmak adına kurulan, eş başkanlıklarını dünyada en yoğun Ermeni diasporasının yaşadığı devletler olan ABD-Rusya-Fransa’nın yaptığı AGİT-Minsk grubu tarafından çözümsüzlüğe mahkum edilmiştir. Kendi çıkarları adına “dondurulmuş sorun” Karabağ, sözde Ermeni soykırım iddiaları ile beraber ABD ve Rusya’nın Ermenistan üzerinden hem Türkiye, hem de Azerbaycan’a baskı aracı olarak kullanıldı. Ermenistan’ın 27 Eylül 2020’de Azerbaycan’a saldırısı sonrası düğmeye basan Azerbaycan Türk ordusu, Türkiye’nin de haklı desteği ve kritik Şuşa’nın da ele geçirilmesiyle Karabağ’ın tamamını 28 yıl sonra tekrar vatan toprağına katma aşamasına geldi. Rusya ise karşısındaki rakibine tam öldürücü vuruşu yapacak boksörün önüne geçen hakem gibi araya girerek derhal ateşkes ilan edilmesini sağladı. Paşinyan, mağlubiyeti kabul etmesi sonrası ülkesi yangın yerine döndü. Moskova’nın verdiği mesajlar net; “Karabağ meselesi benim başkanlığımda toplanacak masada çözülecek & Ermenistan devleti Rusya olmadan bir hiç!” Ermenistan’da çok yakında Paşinyan devrilecek ve yerine yüksek ihtimalle Koçaryan veya onun desteklediği bir aday gelecektir.

 

RUSYA’NIN KAFKASYA POLİTİKASINI SADECE PUTİN BELİRLEMİYOR

Rus dış politikasında Kafkasya coğrafyası büyük önem taşıyor. Hatta “Son Çar” olarak ünvanlandırılan Vladimir Putin bile tek başına bu hayati bölge üzerine karar veremiyor. Diğer coğrafi politikalardan farklı olarak Kafkasya üzerinde “Kızıl Ordu” zihniyeti hakim. Yani gerektiğinde Rusya, Orta Doğu, Ukrayna, Kırım veya Libya’dan farklı olarak çıkarları gerektirdiğinde daha sert askeri gücünü kullanmaktan geri durmayacaktır. Çünkü Kafkasya, Rusya için Karadeniz’in, Hazar Havzasının güvenliği ve sıcak denizlerde var olması adına en hayati topraklardır. Rus Çarı Büyük Petro’nun 1700’lü yıllardan beri yürüttüğü bölge politikası devam ediyor. Putin dönemiyle beraberde Kafkas ve Orta Asya’ya verilen önem artarken, bölge ülkelerinin Moskova’ya bağımlılığını hedefleyen “diplomasi-güvenlik-ekonomi” odaklı dengeli ve çıkarcı bir stratejinin yürütüldüğü görülmektedir.  Bunun için de Azerbaycan-Ermenistan-Gürcistan-Rusya”, yani “Kafkas Dörtlüsü” adına alan blokun çözülmemesi özellikle ABD’nin bölgeye müdahil olmaması adına Rusya için büyük önem taşıyor.

RUS BARIŞ GÜCÜ, ABD’NİN ÇEKİÇ GÜCÜNÜ ANDIRIYOR

Bu bağlamda Karabağ meselesinin çözümsüzlüğü veya Rusya’nın istediği şekilde halledilmesi Moskova’nın bölgedeki nüfuzunun devamı bakımından önem taşıyor. Putin barışı masasını kurarken iki ülkedeki milliyetçiliği alevlendirmeye devam edebilir. Rusya’yı huzursuz eden bir başka mesele Türkiye’nin Karabağ meselesine müdahil olmasıdır. Rusya tek arabulucu olmak isterken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in Türkiyesiz masa kurulmamalı çağrısı Moskova’yı rahatsız etti. Hatta Şuşa’nın alınması ve Nahçivan ile Azerbaycan arasında yaklaşık 5km’lik Türk koridorunun açılması Türkiye’yi yıllar sonra kadim Türkistan topraklarıyla organik bağının oluşmasını sağladı. Fakat Rusya bu karayolunun federal Rus kuvvetlerince denetleneceğini söylemesi Moskova’nın tam anlamıyla buranın milli bir koridor olmasını istemediğini ortaya kokuyor. Fakat Azerbaycan ve Türkiye’nin gözlemci olarak ateşkesi denetleyecek olması oldukça önemli. Fakat Rus barış gücünün arada olması, ABD’nin Ortadoğu’daki “Çekiç Gücü” anımsatıyor olması endişe kaynağıdır. Rusya’nın buradan bir daha çıkmama ihtimalide doğmuştur. Aynı şekilde ABD’de BM üzerinden Karabağ’da kuvvet bulundurursa askeri başarı, diplomatik masada tam anlamıyla taçlandırılamayabilir.

ABD KASIM SÜLEYMANİ’Yİ NEDEN ÖLDÜRDÜ?

ABD ile Karabağ meselesi üzerinden Hazar coğrafyasında kalıcı olmanın çaresini arayacak. Çünkü BOP kapmasında açmak istediği en önemli hat; Suriye’nin kuzeyinde denize çıkışı olan PKK kukla devletinin Irak’ın ve İran’ın kuzeyi ile birleşerek Hazar üzerinden Afganistan’a bağlanmasıdır. Bu nedenle ABD mutlaka Hazar’da var olmanın yollarını aramaya devam edecek. İran’lı ünlü komutan Kasım Süleymani’nin de ABD tarafından suikastla öldürülmesinin arkasında Süleymani’nin projesi olan İran ve Irak’ın Arap ve Kürt bölgeleri üzerinden Suriye’deki Kürt bölgelerine oradan Halep’in kuzeyine ulaşan hattın Akdeniz’e bağlanmasıyla oluşmasını istediği “ticaret & refah yolu” vardı. Eğer ABD bu hattı tesis edemezse BOP’un çökeceğinin ve Büyük Avrasya Projesi (BAP) ve Yeni İpek Yolu dünyaya hakim olacağının farkında.

HÜLASA

Türkiye ve Azerbaycan tüm bu planlara karşı milli bir blok oluşturmalıdır. Gerekirse tek ordu hatta tek devlet olabileceğinin masada hem Rusya’ya hem de ABD’ye gösterilmesi büyük önem taşıyor. Çünkü ABD, Rusya’nın arka bahçesi gördüğü Türkistan (Orta Asya) coğrafyasını Suriyeleştirmek için türlü yolu deneyecek. Ermenistan’ın saldırılarında ön cephede yer alan, sayısı tam bilinmeyen PKK/PYD’li teröristler Ermenistan’ın şu anda Karabağ’da kontrol ettiği topraklarda yeni bir “Kandil” inşa etmek için kullanılırsa, Türkiye derhal sınır ötesi askeri operasyon yapmakta tereddüt etmeyecektir. Esas mücadele yeni başlıyor.

Web Banner
Web Banner