VÜCUTTA BİR ET PARÇASI… « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

VÜCUTTA BİR ET PARÇASI…


Web Banner

Vücutta sadece kan dolaşımını sağlayan bir organın değildir kalp. O bilgi ve düşüncenin kaynağı veya aracıdır. Bu yönüyle ona “rabbani latife” ve “ilâhî cevher” de denir. Ona gönül ve yürek diyenler de olmuştur. Allah (cc) bazı ayetlerde ondan “göğüs” manasındaki sadr kelimesiyle bahsetmiştir. O aynı zamanda düşünmenin merkezi, anlamanın odak noktasıdır. Çünkü o anlamanın, kavramanın, düşünmenin ve hakikati bilmenin, kısaca insanı insan yapan ve diğer canlılardan ayıran temel özelliklerin merkezidir. Bu yönüyle insan ilâhî hitaba muhataptır. Bu yönüyle sorumlu ve yükümlüdür. Çünkü kalp dini ve insani hayatın merkezidir. Ayetlerde kalp idrak, ilim, marifet ve düşünme aracı olarak nitelendirilir.

İmanın mahalli kalptir. Takvanın mahalli kalptir. “Vücutta bir et parçası vardır; o iyi olursa bütün beden iyi, kötü olursa bütün beden kötü olur, bu et parçası kalptir” Hadis-i Şerifinde manasını bulduğu gibi o temiz olduğunda tüm vücut temiz olur, o kirli olduğunda tüm vücut kirli olur. Kalp hem Rahmani hem de şeytani kuvvetlerin mücadele alanıdır. Peygamber Efendimiz bu hususu, “Kalbde iki dürtü vardır, biri melekten, diğeri şeytandandır” şeklinde ifade etmiştir. Yani kalp iman ve inkâr mahallidir. Tasavvufta keşif ve marifetin kaynağı kalptir. Dinî hakikatler ve ilâhî sırlar hakkında bilgi edinmenin en güvenilir yolu kalptir.

Hakkı bâtıldan, doğruyu yanlıştan ayırt etme ve iyi ile kötü arasında tercih yapma yeteneği vardır. Bilgi, algı, düşünce ve inancın merkezidir kalp. Allah’ın kıblesi Kâbe, kalbin kıblesi niyet, bedenin kıblesi de kalptir. “Allah sizin şeklinize ve malınıza değil kalbinize bakar” Hadis-i Şerifi kalbin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyarken, müminin kalbinin pürüzsüz, kâfirin kalbinin ters dönmüş, münafığın kalbinin kilitli olduğunu zikreder. Kur’an’da ise bazı kalplerin imanlı, nurlu, bazılarının ise katı ve mühürlü olduğundan bahsedilmektedir.

Allah insanların suretlerine ve mallarına bakmaz, kalplerine ve amellerine bakar. O yüzden kalbi temiz olanların ömrü temiz, kalbi hastalıklı olanların iki dünyası berbat olur. Kalbi hastalıklı olanların dünyaları da düzensizlik ve karmaşa içindedir. Hastalıklı kalpler, cehalet, şehvet ve ihtiraslarının tesiriyle ahlaksızlık içine düşme riskiyle karşı karşıyadırlar. Çünkü cehalet karanlık bir yoldur. Karanlık bir yolun yolcularının akıbeti de karanlıktır. Şehvet ve ihtiras doymak bilmeyen arzuların tahakkümüdür. Akıbeti kara topraktır. Kalbi hastalıklı olanlar daimi bir huzursuzluk hastalığı içindedirler. Allah’ın nuruyla aydınlanmış kalpler bu körlükten ve hissizlikten kurtulur. Hasta ve gafil kalpler ise Hak katında kıymetini kaybeder. Yüce Mevlâ “(Ey Habîbim! Sana karşı gelenler) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? (Şayet ibret nazarıyla dolaşmış olsalardı), düşünebilecekleri (hissedebilecekleri) kalbleri, işitebilecekleri kulakları olurdu. Gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (el-Hacc, 46) buyurmakla ibret nazarlarının kalpler için ihya edici bir uyarıcı mevkiinde bulunduğunu beyan etmektedir.

“Ey kalpleri çeviren (Allah’ım)! Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.”

 

 

Kâmil ÇAKIRkamilcakir61@gmail.com
Web Banner
Web Banner