Uzaktan çalışmaya alışanlar artık şehirde yaşamayı zorunlu görmüyor « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Uzaktan çalışmaya alışanlar artık şehirde yaşamayı zorunlu görmüyor

Yapılan bir araştırma, çalışanların evden üretken bir şekilde çalışmaları nedeniyle şehirlerde yer alan bölgelerin artık başarıya giden yolda kritik bir unsur olarak görülmediğini ortaya koyuyor


Web Banner

Eskiden üst sınıf şirketlerde işe girmek istediğinizde bu işi bulmak ve bu işte çalışmak için büyük bir şehre taşınmanız gerekirdi. Ancak COVID-19 ve bu pandeminin dünya çapında tetiklediği uzaktan çalışma zorunlulukları bu durumu değiştirdi. Citrix tarafından yapılan yeni araştırma, lokasyonun kariyer başarısı ve fırsatları için kritik önemini daha önce hiç olmadığı yitirdiğini gösteriyor. Sonuç olarak pek çok çalışan da şehirlerde yer alan bölgeleri terk ediyor.

Şirket, pandemi sonucunda büyük şehirlerdeki yaşam algılarının nasıl değiştiğini görmek için kısa süre önce ABD’li 2000 bilgi çalışanıyla bir anket gerçekleştirdi. Araştırmanın çarpıcı bulguları arasında şu bilgi yer alıyor: Ankete katılan her dört kişiden biri, uzaktan çalışabildiği için şehirde ikamet ettiği yeri terk etmiş ya da terk etmeyi planlıyor.

Ankete katılan çalışanların çoğu (%37’si), taşınmalarının esas nedeni olarak işlerinin artık %100 uzaktan hale geldiğini ve bu durumun kalıcı olacağını gösteriyor. Çalışanların %25’lik diğer bir kısmı, ofise artık yalnızca haftada bir kere gitmeleri gerektiğini belirtiyor. Ancak belki de en kayda değer bulgu, %22’lik bir kısmın, pandeminin işlerini herhangi bir yerden yapabileceklerini ve aynı derecede üretken olup kendilerini işe verebileceklerini kanıtladığını söylemesi.

Citrix Strateji Başkan Yardımcısı ve Pazarlama Direktörü Tim Minahan şunları söylüyor: “Birçok şirket, görmenin inanmak olduğu düşünce yapısına sahip. Çalışanlarını göremezlerse çalıştıklarına inanmıyorlar. Bizim araştırmamız tam tersini ileri sürüyor. Çalışanların günlerini çamaşır yıkayarak ya da dizi izleyerek geçirdiği gibi yanlış anlamalar olmasına rağmen rakamlar, uzaktan çalışanların çoğunun ofiste oldukları zamanlara kıyasla işe daha fazla vakit ayırdığını, daha fazla odaklanabildiğini ve daha üretken olabildiğini gösteriyor. Şirketler, düşünce yapılarını adapte ederek ve esnek çalışma modelleri benimseyerek, çalışanlarının tam potansiyelini açığa çıkarıp işlerini öteye taşıyabilirler.”

Tuğlalar yerini tıklamalara bırakıyor

Büyük şehirler ve şehir hayatı, bariz nedenlerden ötürü tarih boyunca kariyer başarısı elde etmenin anahtarı olarak görüldü. Büyük şirketler için iş merkezi görevi gören şehirler, insanlar ve fırsatlarla dolup taşıyor. Ancak, şirketler gayrimenkul stratejilerini yeniden tasarlarken pek çok ofis şu anda kapalı ve gelecekleri de belirsiz olduğu için, durum artık böyle değil.

Ankete katılan çalışanların %44’ü, pandemi nedeniyle şirketlerin şehirlerdeki ofis alanlarını küçülteceğine inanıyor.

%16’lık bir kısım, tesislerin tamamen kapatılacağını söylüyor.

Sonuç olarak, ABD’li bilgi çalışanlarının yarısından fazlası (%69’u), kariyer başarısı söz konusu olduğunda ofislere yakın olmanın onlara avantaj sağladığına artık inanmıyor. Yalnızca %21’lik bir kısım, iş potansiyelleri söz konusu olduğunda şehir içinde bir konumun önemli olduğunu düşünüyor.

COVID-19’un zorunlu kıldığı büyük uzaktan çalışma deneyi gerçekleşirken, pek çok şirket üretkenliğin her yerden mümkün olduğunu görmeye başlıyor. Ayrıca, çalışanlarına başarılı olmak için ihtiyaç duydukları alanı vererek, iş ve hayat arasında daha sağlıklı bir denge kurmalarına yardımcı olabileceklerini, bunun karşılığında da çalışanlarının katılımlarını ve performanslarını artırabileceklerini fark etmeye başlıyor.

Pandeminin şehirler üzerindeki gerçek, uzun vadeli etkisinin ne olacağı net değil. Ancak net olan bir şey var: Bilgi çalışanlarının çoğu, işlerine eskiden olduğu gibi dönme konusunda isteksiz. Hatta ankete katılan çalışanların %32’si, her yerden çalışabilecekleri %100 uzaktan bir pozisyon karşılığında maaşlarından kesilmesini kabul etmeye istekli olduklarını belirtti.

Minahan bu bilgilerin ışığında şunları söyledi: “Şirketlerin iş gücü modellerini ve iş gücü stratejilerini yeniden tasarlamaları ve iş gücünün yakın gelecekte içinde çalışacağımız öngörülemeyen iş ortamının gerektireceği kaynakları dinamik bir şekilde yönetebilmesini sağlayacak esnek modelleri göz önünde bulundurmaları gerekiyor.”

Sonuç ne olursa olsun, şehirlerin geleceği henüz belirsiz. Esnek çalışma modelleri ve bu modellerin sunabileceği avantajlar da nihayetinde şehir hayatının sunduğu avantajlardan daha büyük olabilir.

Web Banner
Web Banner