HAKKA GİDEN NURLU YOLLAR -I- « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

HAKKA GİDEN NURLU YOLLAR -I-


İnsanı en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, onu hem yeryüzünün halifesi kıldı, hem de ona şeref ve izzet bahşetti. Allah’tan başka ilâh bulunmadığı gerçeğini tebliğ etmek, hak ve batıl inançları tanıtıp hak olanlara yöneltmek, ahiret hayatını haber vermek, ilâhi emirleri tebliğ etmek, varoluşun ve hayatın anlamını düşünmeye sevk etmek, nefsanî arzuları bastırıp erdemli bir hayata yönlendirmek ve bütün bunlar için insanlara örnek olmak üzere peygamberler gönderdi.

Peygamberlik Allah vergisidir. Taleple veya çalışmakla elde edilebilecek bir makam değildir. İnsanın bütün özellik ve niteliklerine sahip olup bunun yanında ilâhi vahye mazhar olan peygamberlerin dili, içinde yaşadıkları milletlerin diliydi. Peygamberler doğru, emin ve güvenilir, Allah’tan aldığını aynen halka ulaştıran, zeki ve akıllı insanlardır. Bildirme, açıklama, öğretme ve temizleme görevi ile görevlendirilmiş peygamberlerin asıl görevleri, tek kelime ile tebliğdi. Tebliğ, bir elçinin kendisine görev olarak verilen mesajı, tek kelime eklemeden, tek kelime eksiltmeden, istenen muhatap veya muhataplara aynen iletmesi demektir.

Allah’ın emir ve yasaklarını bildirme yolu vahiydir. Yüce Allah, gerek inanmayanlara karşı Kendisi’ne inanıp güvenenleri desteklemek, gerekse inananların gönüllerini huzur ve sekinete kavuşturmak için peygamberlerini fizik ve tabiat kanunları dışında cereyan eden, akılla mahiyeti kavranılamayacak olağanüstü hallerle, yani mucizelerle donatmıştır.

Hz. Âdem ile başladı yeryüzünde medeniyet inşası… Allah, Âdem’i topraktan yarattı. Âdem ilk insan ve ilk peygamberdi. Allah’ın ihsanı ile bilgide melekleri geçmişti. Çünkü Allah ona her şeyin ismini öğretmişti.

Hem cennet ve hem de dünya hayatını yaşayan Hz. Âdem, ilk günah işleyen, ilk tövbe eden, ilk örtünen, ilk tevhit mücadelesi veren, ilk evlat acısı tadan, ilk selamlaşan ve toprağı ilk işleyen kişiydi. Medeniyetimizin ilk mimarıydı.

Dosdoğru ve yüce bir mevkie yükseltilmiş, sabırlı ve Allah’ın rahmetine kavuşan iyilerdendi Hz. İdris… Peygamberlik, hikmet ve sultanlık verilen, şehir kurma sanatkârı, idareci, ilminde uzman, kalem sahibi, terzilikte usta, “şüphesiz o doğru sözlü bir nebi”, “O sabreden” ilahi sözleriyle övülmüş, yüce bir makama yüceltilen kişiydi. Medeniyet yolu Kâbil soyu ile devam etti.

Medeniyet yolunda zamanla sapmalar meydana geldi. Millet hak inanıştan ayrıldı. Putperestlik yaygınlaştı. Zalimlik, azgınlık, fâsıklık arttı. Kötülük ve vicdansızlık her tarafı sardı. İşte böyle bir dönemde kendilerine can yakıcı bir azap gelmezden önce insanları uyarmak üzere, “Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım” diyen ve ikinci Âdem kabul edilen, şekûr (çok şükreden) sıfatıyla anılmış, peygamberler içinde en uzun ömürlü ve duası kabul olunmuş kişi Hz. Nuh(as) gönderildi. Hz. Nuh, putçu, zalim, fâsık, kötü, vicdansız bir topluma gelmiş, şükreden, duası makbul, kendisinden misak alınmış, sapıkları apaçık ve şiddetle korkutan bir peygamberdi. Neciyullah (Allah ile meşgul olan) bir elçiydi. Milletinin ileri gelenleri başta olmak üzere birçok baskı uyguladılar ama Hz. Nuh’u görevinden alıkoyamadılar. “Ey Nuh! Bizimle tartıştın. Hem de çok tartıştın. Doğru sözlü isen tehdit ettiğin azabı başımıza getir!” diyerek onunla alay ettiler ve söz yetiremedikleri Nuh’u (as) her azgın ve zalimin en belirgin âdeti olan ölümle tehdit ettiler. Çok az kişi hakkı seçti ve çoğunluk giderek düşmanlıkta ve kinde derinleşti. “O halde yaptıkları şeylerden ötürü kederlenme!” ilahi buyruğu ile ferahladı Hz. Nuh’un kalbi… Allah’ın vahyi ve denetimi ile inananların kurtuluşuna vasıta olmak üzere ahşaptan ve çiviyle çakılı bir gemi yaptı. Her cinsten birer çiftin ve aleyhine hüküm verilmiş olanların dışında kalan çoluk çocuğun bindirildiği gemi, dağlar gibi dalgaların oluştuğu tufandan Allah’ın korumasında akıp gitti. Zalimler, fâsıklar ve putperestler günahları yüzünden suda boğuldular, ateşe sokuldular. Sonra sular çekildi, gemi Cudi’ye oturdu. Allah’ın selameti ve bereketi ile indiler. Yeniden bir mimarlık başladı yeryüzünde ve dünyayı yeniden yurt edindiler.

(Medeniyetimizin Mimarları)

Kâmil ÇAKIRkamilcakir61@gmail.com