EBEDE AKAN NEHİRLER  -IV- « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

EBEDE AKAN NEHİRLER  -IV-


Web Banner

Medeniyetimizin mimarlarına hadis alanında eser vermiş bilinen ve tanınan muhaddisler devam ediyoruz.

Muhaddis ve Şâfiî fakihi; Ebûbekir Ahmed b. Hüseyn b. Ali el-Beyhakî… On beş yaşında iken hadis okudu, daha sonra da fıkıh öğrenmeye başladı.  406 (1015-16) yılından itibaren de eserlerini telif etmeye başladı. Hadis ilmindeki sağlam bilgisi ve güçlü hâfızasıyla kendini kabul ettirdi. Beyhakî, dünya malına değer vermeyen zahit bir âlimdi. İlim tahsili uğrunda ve hayatının daha sonraki devirlerinde çeşitli sıkıntılar çektiği halde bunlardan kimseye şikâyet etmezdi. Hz. Peygamber’in ve ashabın örnek hayatını yaşamaya çalışırdı. İlmî tartışmalarda rakiplerine karşı son derece anlayışlı ve insaflı davranırdı.

Muhaddis, müfessir ve Şâfiî fakihi; Ebû Muhammed Muhyissünne el-Hüseyn b. Mes‘ûd b. Muhammed el-Ferrâ’ el-Begavî… Zühd ve takvası, sade giyimi, abdestsiz ders vermemesi gibi özellikleriyle tanınan Begavî, bulunduğu çevrenin dışına çıkmadı. Yaşayışında olduğu gibi ilmî anlayışında da selefin yolunu takip etti. Kur’an ve Sünnet kültürünün yaygınlaşmasına gayret ederek Müslümanları bu iki kaynağa sarılmaya çağırması sebebiyle de kendisine “Muhyissünne [Sünneti Canlandıran]” ve “Rükneddin [Dinin Temeli]” lakapları verildi.

El-Müstedrek adlı eseriyle tanınan hadis hafızı, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Muhammed el-Hâkim en-Nîsâbûrî“İbnü’l-Beyyi” ve “Hâkim” lakaplarıyla da tanınır. Sadece Nişâbur’da 1000 hocadan hadis dinlediği rivayet edilen Hâkim’in hocalarının sayısı 2000’i bulmaktadır. Güçlü bir hadis hafızı olan Hâkim en-Nîsâbûrî hadis ilimleri sahasında kendini iyi yetiştirdiği, hadislerin sağlamını ve zayıfını bilme, râvîleri cerh ve tadil etme konularında devrinin en tanınmış âlimleri arasında yer aldığı ifade edilmektedir.

Malikî kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlimi Kadı İyâz Ebü’l-Fazl İyâz b. Musa b. İyâz el-Yahsubî… Doğduğu yere nispetle Sebtî, muhtemelen vefat ettiği yere nispetle Merrâküşî diye de anılırdı. İyâz çeşitli âlimlerden temel dinî eserleri okudu. Bidat ve hurafeden uzak inancı, zahidâne yaşayışı, İslamî konulardaki tavizsiz tutumu ve talebelerine karşı mütevazı kişiliğiyle tanınan Kadı İyâz, zekâsı, etkileyici konuşması, hazırcevaplığı yanında Mağrip hattını güzel yazması gibi özellikleriyle de anılmaktadır. Kur’an-ı Kerim sureleri ve Hz. Peygamber’in methi hakkında kasideler yazmış, kendisinden icazet isteyenlere manzum olarak icazet vermiştir.

Kütüb-i Sitte’nin altıncı kitabı kabul edilen es-Sünen’in müellifi, hadis hâfızı; Ebû Abdullah Muhammed b. Yezîd Mâce el-Kazvînî… Sika bir râvî, hafızası güçlü bir muhaddis olan İbn Mâce, Benî Rebîa’nın mevlâsı olduğundan, Rabaî nisbesiyle de anılır. Geleneğe uyarak on beş-yirmi yaşlarında Kazvin’de hadis öğrenmeye başladığı tahmin edilmektedir.

Kütüb-i Sitte’den biri olan es-Sünen’in müellifi, muhaddis; Ebû Abdurrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali en-Nesâî... Nesâ şehrine nispetle “Nesevî” olduğunu söyleyenler de olmuştur. Küçük yaşta Kur’an’ı ezberlediği anlaşılan Nesâî, on beş yaşından itibaren hadis tahsiline başladı. Nesâî’nin Humus ve Mısır’da kadılık yaptığı, devlet adamlarıyla karşılaşmamaya dikkat ettiği, güzel elbiseler giydiği, ayrıca ibadete düşkün olduğu, sık sık hacca gittiği ve cihadı hiç ihmal etmediği, gün aşırı oruç tuttuğu belirtilmektedir.

Endülüslü muhaddis, münekkit, edip, tarihçi ve Malikî fakihi; Ebû Ömer Cemaleddin Yusuf b. Abdullah b. Muhammed b. Abdülberr en-Nemerî… Tefsir, fıkıh, hadis, kelam ve siyer tahsil etti. İslâmî ilimler yanında coğrafya, tıp, matematik, astroloji gibi alanlarda da çalışmalar yapmış, icazet yoluyla rivayet hakkını elde ettiği birçok eseri talebelerine okutmuştur. Tanınmış bir aileden gelmesi ve değerli eserler yazması sebebiyle Endülüs’te büyük şöhrete ulaşmıştır. (Medeniyetimizin Mimarları Kitabından)

 

Kâmil ÇAKIRkamilcakir61@gmail.com
Web Banner
Web Banner