Bilim Kurulu üyesinden İstanbul uyarısı! « Kamudan Ajans

SON DAKİKA

Bilim Kurulu üyesinden İstanbul uyarısı!

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, koronavirüs pandemisinde “yerinde karar” döneminin başlamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.


Web Banner

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, illere göre vaka oranlarının açıklanmasının ardından yerinde yönetim dönemine geçilen Türkiye’de, il pandemi kurullarının gözeteceği kriterleri anlattı.

İl pandemi kurullarının birtakım eşik değerlere göre açılma veya kısıtlama kararlarına gideceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, “100 000 nüfusta son 7 günde görülen enfeksiyon insidansına (yeni olguların nüfusa oranı) bakılacak. Bu insidans belli eşik değerlerin altına düştüğü zaman açılmaya gittiğinizde riski de düşürmüş oluyorsunuz. Daha güvenli bir yöntem. Şu an Türkiye’de o eşik değerlerin altında olan 10-20 kadar il var örneğin. Buralar hem okullar, hem diğer kapalı olan yerlerin açılması anlamında daha güvendeler. Yalnız yalnızca oranlardaki düşüş değil, bu düşüşün süreklilik göstermesi de gerekmektedir. Yani il pandemi kurullarının bakması gerekli olan bir diğer parametre de tabii ki infeksiyon hızının haftalar boyunca düşüş trendi içinde gitmesi, yani artmaması. Düşüş olmuş ama artışa geçtiği bir ortamda açılmalara giderseniz o da sıkıntı yaratabilir” dedi.

‘SADECE NÜFUSA GÖRE ORANLAR DEĞİL, TEST POZİTİFLİK ORANLARI DA ÖNEMLİ’

Sadece nüfusa göre oranlar değil test pozitiflik oranlarının da önemli bir parametre olacağına işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Test pozitif oranlarının artış göstermesi da istenmeyen bir durum. Yani salgının kontrolü açısından olumsuz bir durum. Ayrıca açılma olduğunda da (okul, kafeler vb), enfeksiyon kontrol tedbirlerinin sıkı kurallarla belirlenmiş olması gerekmektedir. İl pandemi kurulları bunların hepsini bir arada değerlendirerek kararlarını verecek” ifadelerini kullandı.

‘YERİNDE YÖNETİMDE İSTANBUL FARKLI DEĞERLENDİRİLMELİ’

Yerinde yönetim kararlarında İstanbul gibi büyük şehirlerin ayrı bir pozisyonda değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, bunun sebebini ise şu biçimde açıkladı:

“İstanbul gerçekten hem iş akışı açısından hem de nüfus hareketliliği açısından değişik bir durumda. İlçeler arası hareketliliği çok fazla olan bir il. Onun için İstanbul’da il bazında kararlar alınmalı. İl pandemi kurulu burda ilçe ilçe de tespit edebiliyor enfeksiyon oranlarını ancak bu şekilde çok geçiş olduğu için il bazında değerlenmek sağlıklı olur. Küçük yerlerde belki il pandemi kurulları diyelim bir köyde çok düşük bir enfeksiyon oranına göre açılma veya bir köyde çok yüksek oralar sebebiyle kapanma kararı alabilir ama İstanbul’un bu manada diğer illere göre gerçekten daha farklı değerlendirmesi gerekir.”

‘HASTANE KAPASİTELERİ DOLU DEĞİL AMA TEST POZİTİFLİK ORANLARI ARTIYOR’

İstanbul’daki oranların bir önceki haftaya göre yükselme eğiliminde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu sebeple tam açılma için henüz erken olduğunu belirterek sözlerini şu biçimde sürdürdü:

“Bir önceki haftaya göre artış var. Bizim kendi hastanemizde veya arkadaşlarımızla konuştuğumuzda, hafif bir kıpırdanma olduğunu söyleyebiliriz hem test pozitifliği oranları hem de vaka sayısı anlamında. Bu da biraz alarmda olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Demin söylediğim o azalma trendinin görülmesi ve sürmesi gerekmektedir. Şu anda henüz bu durum yok, hatta biraz yukarı doğru gidiyor test pozitifliği olarak da vaka sayısı olarak da. Her ne kadar hastanelerde bir kapasite sıkıntısı, yoğun bakım kapasitesinde bir doluluk olmasa da ki açılma kararlarında bunlar da önemli kriterler arasında yer almakta, ağır hasta sayısının çok fazla olmaması iyi bir şey ama test pozitifliği oranlarında ve vaka sayısındaki yukarı doğru gidiş düşündürüyor. Bence İstanbul için tam açılma konusu şu anda biraz erken gibi duruyor.”

İstanbul’daki artış eğiliminin mutant suşa bağlı olma riski olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Umarız ki bu artışın sebebi mutant suş değildir. Çünkü o zaman bu önlemler altında hız kesmemiz mümkün olmayacak ve önlemleri arttırmamız gerekebilecek demektir. Ama mutant suşun da özellikle V1’in (İngiltere varyantı) Türkiye’de yayıldığını biliyoruz. Bu sebeple temkinli olmakta çok fayda var. Ayrıca aşı sırası gelen herkezin bir dakika bile kaybetmeden aşısını olması, burda kritik önem taşıyor. Mutant suşun yayılmasını engellemek açısından da bir an evvel aşılanmak çok büyük önem taşıyor” dedi.

Prof. Dr. Yavuz, şu ikazlarda bulundu:

“Belli eşik değerlerin altına düşülse bile okullar açıldığında alınması gerekli olan önlemlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Aileler çocuklarının maske kullanımına dikkat etmeli. Sınıfların kalabalık olmaması, öğrencilerin belli günler gitmesi, bu tip tedbirlerin alınıp alınmadığını aileler de takip etmeli. Çocukların gerçekten artık eğitime dönmesi gerekmektedir. Çok büyük öncelik haline geldi bu. Çünkü eğitimden eksik kalmaları, Kovid’in yarattığı tehlikelerden daha çok büyük bir hale geldi. Bu sebeple esasında her yerde eğitimi öncelemek gerekmektedir. Çocukların da aileleri tarafından hem maske kullanımı, hem arkadaşlarıyla mesafelerini korumaları ve el temizliği ile hijyen konusunda eğitilmelerini öneri ediyorum. Ayrıca çocuk hastayken kesinlikle okula gönderilmemeli. Bu özellikle önemli. Çünkü çocuklar esasında hastalıktan çok etkilenmese de hastalığın yayılımı açısından risk yaratıyor bu. Ayrıca evde riskli biri var ise (komorbit hastalığı olan biri veya risk grubu bir yaşlı), eğer mümkünse okula giden çocukla aynı evde kalmamalı. Ayırma şansı yoksa da aynı odada ikamet etmemeli.”

’65 YAŞ ÜSTÜ İÇİN SERBESTLEŞMEYİ BİR AY SONRA DAHA NET SÖYLEYEBİLİRİZ’

Büyük çoğunluğu aşılanan 65 yaş üstü yurttaşlar için serbestleşmenin de işaretlerini veren Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “Hastalıktan koruduğu düşünülen aşıların ülkemizdeki Faz 3 neticelerini kısa bir sürede görmeyi ümit ediyoruz. Eğer 65 yaş üzerinde korunma oranları da beklediğimiz yönde çıkarsa, onlara da gevşetmeler getirilebilecek. Tabii ki gene maskelerini bırakmayacaklar. Ama onların aşı olduktan sonra ağır hastalık geçirmeyeceklerine eksiksiz olarak ikna olmamız gerekmektedir. Önümüzdeki 1 ay içinde de bunları çok daha net bir biçimde görebileceğiz. Kısaca 1-2 ay daha temkinli davranıp aşı neticelerini da bekleyecek şekilde hareket etmekte fayda var.”

Web Banner
Web Banner