Geçen haftaki yazımızda MTSK Sınavlarını kaleme aldık. Alanda gördüğümüz sorunları ve üyelerimizden gelen şikayetleri gündem ettik. Hani “Bir dokun bin ah işit!” derler ya tam da öyle oldu. En az bir kaç yazı daha gerektiren çözüm bekleyen sorun not ettik gelen şikayetlerden.. MTSK Sınavlarını tekrar gündeme getirme hakkımızı saklı tutarak bu sefer de e-sınav hakkında not ettiklerimizi ve gelen şikayetleri kaleme alalım istedik. Sendika temsilcisi olarak katıldığım Disiplin Kurulu gündemlerinde defalarca e-sınav kaynaklı soruşturma ile karşılaştım. Hem disiplin yönünden hem de idari yönden tecziye edilen üyelerimizin itirazlarını görüştük kurul gündeminde. Sıklıkla gündeme gelen e-sınav odaklı soruşturmaların nedenlerini irdelediğimizde kısmen sınav görevlisi arkadaşların hatalarını tespit etmiş olsak da yapısal bazı problemlerin olduğunu da gözlemlediğimizi ifade etmeliyim. Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan sınavların sesli ve görüntülü olarak izlendiğini biliyoruz. Sınavlardaki tüm tedbirlere rağmen e-sınavlardaki en büyük sorun ne yazık ki Joker aday sahteciliğidir. Her ne kadar Uygulama ve İzleme sorumlusu tarafından yüz tanıma süreci ve problem olduğunda sistem üzerinden özel sorular açılarak soruluyorsa da Joker adayların sıklıkla yöntem değiştirmesi, gerçek adayların yerine sınava girmelerinin ciddi yaptırımın olmaması, emniyette ifadesinin alınıp bırakılması ve daha ötesi bir kovuşturmanın olmaması problemi kökten çözüme mâni oluyor ne yazık ki. İlaveten bu türden bir vaka olduğunda salon başkanı ve gözetmen de dahil olmak üzere tüm görevlilerin cezalandırılmasının da adaleti inciten bir sorun olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Gözetmen ve sınav uygulayıcısı arkadaşlarımızın oturum başına sınav alırken bina sorumlusu olanlar ile hizmetli personelin farklı değerlendirilmesi alanda tartışılan bir husus olarak dikkat çekmektedir. Keza, bina sınav sorumlusu olarak başvuru yapan okul müdürlerinin başvurularının son günde silinerek yerine Şube Müdürlerinin görevlendirilmesi ise bir başka itiraz konusu. Derdimiz, şube müdürleri okul müdürlerini, sınav görevlisi arkadaşlarla sınavda görev alan hizmetli arkadaşları karşı karşıya getirmek değildir. Sınavların güvenliği kadar önemli olan “adil paylaşım” talebini karşılayacak bir yönetim anlayışına duyulan beklentiye tercüman olmaktır. Ortalama memnuniyet üretecek bir çözümün bulunması -sanırım- çok da zor olmasa gerek. Son olarak iki hususun altını çizersek “kifayeti müzakere hasıl olacaktır” diye düşünüyorum.Birincisi;Mağduriyete sebep olmayan basit kabahatlerin orantısızca cezalandırılmasına son verecek bir düzenlemeye ihtiyaç duyulması,İkincisi ise;Sınavlarda görev alan çalışanlara ödenecek sınav ücretinin zamanında ödenmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasıdır. İdris ŞekerciEğitim Bir Sen İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı
